Uzun uzun yazmak istiyorum bugün. Tazenane'yi ziyaret edenler için.
Tarifin tarihi 31 Ağustos 2016 SAAT: 09:00 otomatik olarak ayarlandı. Ama ben 30 ağustosta 3 aylık aradan sonra bilgisayarın başına oturdum. Yarın saat 09:00'a kadar yazmayı başarırım diye düşünüyorum.
TAZENANE sonunda 8 yaşına girdi. İlk blog heyecanımızı hatırlıyorum. Hep ne yapsak, bloga ne eklesek, hangi tarifi denesek, nasıl tabak alsak, etamine hangi modeli kanaviçe olarak işlesem, gibi daha birçok şeyi düşünüp dururduk. Zaten bunları saymakla bitiremem. Son 3 yılın 2 yılı mutlaka tarif eklemek gerek, son 1 yılı ise zorla tarif eklemeye çalışır halde gördüm kendimi. Her yıl hadi Münevver biraz daha aktif ol, diye kendimle uğraşsam da bunu malesef başaramadım. 8 yıl içinde 1198 tane tarif yayınlamış TAZENANE. Bazı eski veya fotoğraflarını beğenmediğim tarifleri zaman içinde yeniledim. Ama halen fotoğrafını yenilemek istediğim, hatta tarifin yapılışını değiştirdiğim ama bloga ekleyemediğim tariflerim var. Bunların notunu aldım, ama neden bir türlü yenileyemedim bilmiyorum. Hiç bir zaman çok kötü yorumlar almadım, yayından kaldırmak zorunda kaldığım 5 yorumu geçmemiştir. Herkese teşekkür ederim Bu arada Instagram'daki acımasız eleştirileri görünce çok şaşırıyorum, bunu da belirtmek istedim. Blog da aktif olmadığım gibi facebook ve twıtter hesaplarımda da aktif değilim.( Laf aramızda akıllı telefonla, sosyal ağlarda özgür takılıyorum artık. ) Genelde Tazenane'de hiç kişisel yazı yazmadım, sadece tarif yayınlamak istedim. Bunun için hep eleştiri aldım. Hiç bir etkinliğe, çağrıldığım yerlere malesef gidemedim. Blog başlıklarını kanaviçeyle ben işledim. Fotoğraflardaki örtülerin kanaviçelerini de hep ben işledim. Her zaman evdeki ve eldeki malzemelerle tarifler yapmaya çalıştık. Fotoğrafları süsleyip çekmeyi tercih etmedim, Bir örtü üzerindeki sade tabağı tercih ettim. Aslında daha neler yazabilirim bilmiyorum. Aklıma başka bir şey gelmiyor. İlk uzun yazım oldu sanırım. 8 yıldır sadece tarif ekliyorum. Hiç bir zaman beklentim olmadı.
Bu kesinlikle veda yazısı değil, yarı aktif blog'culuktan çeyrek aktif blog'culuğa geçiyorum.
Her zaman güzel tarifler yapan, blogun gerçek kahramanı kız kardeşim Fatoş'a teşekkür ederim.
Tazenane'ye yolu düşen herkese teşekkür ederim.
Malzemeler
4 tane yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
1 su bardağı yoğurt
yarım su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
yarım su bardağı tahin
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
5-6 tane kayısı
1 çay bardağı üzüm
1 çay bardağı damla çikolata
2-3 damla limon suyu
1 su bardağı nişasta
2 su bardağı un
ayrıca
1 bardak süt
1 poşet kakaolu kremşanti
Yapılışı
Kuru üzüm ve kayısıyı bıçakla ufak parçalar halinde doğrayıp içine damla çikolatayı da ilave edip unlayıp karıştırın. Yumurta ve toz şekeri, rengi beyazlaşıp hacmi kabarıncaya kadar 10 dakika kadar çırpın. Yoğurt, süt, sıvıyağ ve tahini ilave edip 1-2 saniye daha çırpın. Un, nişasta (mısır veya buğday nişastası fark etmez), kabartma tozu ve vanilyayı eleyip, yumurtalı karışıma ekleyip tahta kaşıkla karıştırın, limon suyunuda ilave edip tekrar karıştırın. Kek harcına en son üzümlü, kayısılı karışımı ekleyip karıştırın. (Kek harcınız katı olursa biraz süt ilave edin.) Kağıt bardakları yağlamanıza gerek yok. Harcı kağıt bardakların yarısını çok az geçecek kadar doldurun. Kek harcından istediğiniz miktarda ayırıp içine kakao ve biraz süt katıp karıştırın. Kağıt bardaklara biraz beyazlı harçtan, birazda kakaolu harçtan koyup, kağıt bardakları bu şekilde de doldurabilirsiniz. Kağıt bardakları tepsiye dizin. Önceden hafif ılınmış fırında pişirin. Soğuyan kekleri çırpılmış kremşantiyle süsleyebilirsiniz.